2016 senesini güzel uğurlayalım deyip ailece Sunay Akın’ın kurduğu oyuncak müzesine gidelim dedik. Hava tam kar havasıydı hatta ara ara atıştırıyordu tüm günü orada geçiririz diye planladık. Bizi hem rahat hem sıcak tutacak Deichmann botlarımızı ayağımıza geçirdiğimiz gibi yola koyulduk. Hatta benim gibi ekstra sıcak seviyorsanız Deichmann ‘ın rengarenk yün çoraplarından da edinin derim.
Müzeye daha önce de gitmiştim ama Yiğit daha ufaktı durmayınca bütün katları gezememiştim. Bu kez Sunay Akın eşliğinde gezmek muhteşemdi. Eşimle çocukluğumuza döndük Yiğit’e çocukken hangi oyuncaklarla oynadığımızı gösterdik. Tarihe tanıklık eden veya ilk kez üretilen oyuncakları görünce her defasında etkileniyor insan. Aya giden Türk bayrağını, oyuncak ayının nasıl ortaya çıktığını ve ilk örneğini, Tom ve Jerry’nin ilk peluş oyuncağı, boyları 1.60 cm olan oyuncak evleri, 250 yaşında ilk kurmalı oyuncağı görünce etkilenmemek elde değil. Mickey Mouse’ın ahşap, sokaklarda satılan Mickey adında bir oyuncaktan esinlenildiğini daha birkaç gün önce öğrendim. Daha saymakla bitmez bir sürü oyuncak, bir sürü yaşanmışlık, tarihin o izleri… İlk fırsatta büyük, küçük demeden gitmenizi öneririm.
Dönüş yolu ise biraz maceralıydı 30 dakika kadar taksi bulamadık. Biz o ara da eğlenmeye devam edip Yiğit ile su birikintilerinde zıpladık. Eve döndüğümüzde ayaklarımız hala sıcacıktı 🙂
Senenin ilk postunu yeni yıl dileklerini yazmadan bitirmek olmaz tabi. Kalbinizden geçen tüm dilekleriniz gerçek, huzurlu ve mutlu bir yıl olsun.